Birçok kitapta, internet sitesinde, okuduğumuz makalelerde ve izlediğimiz tartışma programlarında, Allah’tan korkulmaması gerektiği, çünkü O’nun korkulacak değil, sadece sevilecek bir yaratan olduğu, O’ndan korkanların Allah’ı ve insanı tam olarak kavrayamadığı, Allah’ı korkulacak bir varlık olarak gösterenlerin kalplerinde hastalık taşıdığı ya da eski kafalı insanlar olarak nitelediklerini gözlemliyoruz. Üstelik “Tanrı’dan korkuyorum” diyenler, yobaz ve cahil olarak da suçlanabiliyorlar.
Öte yandan, Allah’ı sadece bir korku unsuruymuş gibi gören ve gösteren, insanları din, Kur’ân ve Allah sevgisinden, O’nun sevgi mesajlarından uzaklaştıran, sadece O’nun korkusuyla insanları kontrol altında tutmaya çalışan cemaat, grup ya da tarikatların da olduğu aşikar.
Elbette ki, insanların Tanrı’yı sevmesi, O’nun sevgi ve aşk yönünü görmesi, faziletli ve takdire şayan bir durumdur. Ancak, her ne kadar ibadetimizi O’nu sevdiğimiz için yaptığımızı düşünsek de, aynı zamanda O’ndan ve azabından sakınmamak ya da korkmamak mümkün müdür?
Peygamberler, melekler, cinler, dağlar, taşlar bile Allah’tan korkarken, insanlar nasıl olur da korkmazlar? Bir insan sadece Allah’ı severek, ama O’ndan hiç korkmadan nasıl Allah’ın gerçek bir kulu olabilir? Allah’tan korkmayan bir insanı şeytanın yoldan çıkarması daha kolay olmaz mı? Kötüyü güzel gösteren ve kıyamete kadar insanın düşmanı olmaya yemin etmiş olan bu mahlûkat, Allah’tan hiç korkmayan bir beşerin ayağını kolayca kaydırmaz mı?
Bana göre O’nu hem çok seven hem de çok korkan bir insan, Allah’ın yasak ettiği fiilleri işlemekten uzak durabilir. Nefsiyle savaşarak O’na gerçek bir kul olmaya çalışır. Her ne kadar çok arzulasa dahi, nefsine güzel gelen şeylerden sabrederek uzak durur. Elinden geldiğince namaz kılmaya, zekât vermeye, şükretmeye, yetim ve yoksulu doyurmaya itina gösterir. İffetine sahip çıkmakla birlikte, haramdan sakınır. Kendisine yapılmasını istemediği şeyi bir başkasına yapmamaya çalışır. Kur’an’ı Kerim’i okuyup, Allah’ın sözlerini idrak etmek için çaba gösterir. Tefekküre dalar ve her olaydan ibret almaya çalışır.
Kuran’la ahlaklanan Allah’ın gerçek kulu, kitapta yazanların dışına çıkarsa, O’nun azabının ve ilahi adaletinin kendisini her iki dünyada da bulacağından şüphe etmediği için bundan korkar. İster istemez şeytana uyup günah işlemişse, günahlarının bağışlanması için korku ve mahcubiyetle secde, tövbe ve dua edip, Allah’a yalvarır. Ayaktayken, otururken ve yan üstünde yatarken hep Allah’ı anar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerine tefekküre dalarak; “Rabbimiz bunları boş yere yaratmamıştır, O’nu her türlü eksikliklerden uzak tutarım. Rabbim beni ateş azabından koru” ya da benzeri söylemlerle Allah ile devamlı iletişim halinde olur.
Bunun aksini iddia edenler için Allah’ın Kur’an’daki apaçık anlaşılır sözleri şunlardır:
Hucurat 13: “Allah katında en üstün olanınız, Allah’tan en çok korkanınızdır.”
Fatır 28: “Kulları içinden ancak bilginler Allah’tan korkarlar.”
Bakara 206: “Ona ‘Allah’tan kork!’ denildiği zaman gururu onu daha da günaha sürükler. Artık böylesinin hakkından cehennem gelir. O ne kötü yataktır!”
Enbiya 49: “Onlar, görmedikleri halde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar, kıyamet gününden de korkarlar.”
Bakara 282: “Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın).”
Maide 28: “Andolsun! Sen, beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”
Maide 44: “Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin.”
Enam 15: “De ki: Ben Rabbime isyan edersem, gerçekten büyük bir günün (kıyamet gününün) azabından korkarım.”
Enam 51: “Kendileri için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi bulunmaksızın, Rab’lerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar diye, onunla (Kur’an ile) uyar.”
Araf 56: “Allah’a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır.”
Tevbe 13: “Oysa Allah, -eğer siz gerçek mü’minler iseniz- kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.”
Rad 13: “Gök gürlemesi O’na hamd ederek tespih eder. Melekler de O’nun korkusundan tesbih ederler.”
İbrahim 14: “Onlardan sonra sizi elbette o yere yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkan ve tehdidimden sakınan kimseler içindir.”
Nahl 50-52: “Üzerlerinde hakim ve üstün olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar. Allah, şöyle dedi: ‘İki ilah edinmeyin. O, ancak tek ilahtır. O halde yalnız benden korkun.’ Göklerdeki her şey, yerdeki her şey, O’nundur. İtaat de daima O’na olmalıdır. Öyle iken siz Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz?”
Taha 2-3: “(Ey Muhammed!) Biz Kur’ân’ı sana sıkıntı çekesin diye değil, ancak (Allah’ın azabından) korkacaklara bir öğüt (bir uyarı) olsun diye indirdik.”
Enbiya 90: “Onlar, gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar, bize derin saygı duyan kimselerdi.”
Nur 52: “Kim Allah’a ve Resülüne itaat eder, Allah’tan korkar ve O’na karşı gelmekten sakınırsa, işte onlar başarıyı elde edenlerin tâ kendileridir.”
Fatır 18: “Sen ancak, görmedikleri halde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın.”
Rahman 46: “Rabbinin huzurunda (hesap vermek üzere) duracağından korkan kimseye iki cennet vardır.”
Haşr 16: “Münafıkların durumu ise tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, ‘İnkar et’ der; insan inkar edince de, ‘Şüphesiz ben, senden uzağım. Çünkü ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım’ der.”
Mülk 12: “Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.”
Mearic 27: “Onlar, Rablerinin azabından korkan kimselerdir.”
İnsan 10: “Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimiz’den korkarız.”
Naziat 19: “Seni, Rabbine ileteyim de ona karşı derinden saygı duyup korkasın!”
Naziat 26: “Şüphesiz bunda Allah’tan sakınıp korkan kimseler için büyük bir ibret vardır.”
Naziat 40-41: “Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır.”
A’la 10: “Allah’a karşı derin saygı duyarak O’ndan korkan, öğüt alacaktır.”
Cüneyt Aktan
Kaynaklar:
1) Kur’an-ı Kerim ve Meali, Mehmet Nuri Yılmaz, Horo Yayıncılık, Açıklamalı 2.Baskı, Ankara-2000
2) Üçü Birarada Kur’an-ı Kerim (Arapça-Meal-Türkçe Okunuşu), Elmalı’lı Muhammed Hamdi Yazır, Kabe Basın Yayın Dağıtım
3) http://www.kuranmeali.org/kuran_meali.aspx
4) Arayışname, Cinius Yayınları, Cüneyt Aktan, Nisan 2013, Sayfa 68
5288 Toplam Görüntülenme 2 Günlük Görüntülenme