Günümüzde evrenin yıldızlardan, gezegenlerden ve pek çok galaksiden oluşan bir bütün olduğunu biliyoruz. İlmi veren Allah’a şükürler olsun ki, insanoğlu atomu keşfederek evrenin küçücük bir örneğini bulmuştur. Böylelikle evrenin işleyişi hakkında büyük sırların kapısı insanoğluna açılmıştır.
Gerçekten de evrendeki her şey, tıpkı atomun çekirdeği ve etrafında dönen elektronları gibi uzay adı verilen bir boşlukta, kendi etrafında dönüp durmaktadır. Peki, bu dönüş hangi tekâmül noktasına gitmektedir?
Atomlar bir araya geldiğinde maddeyi ve sonrasında bir canlının yapı taşları olan DNA’yı, kromozomları ve hücreleri oluştururlar. O maddeler veya hücreler birleştiğinde ise bitkileri, hayvanları, suyu, havayı, insanı ve insanın ürettiği her türlü nesneyi, bunlar birleştiğinde ise dünyayı oluştururlar. Başımızı yükseklere diktiğimizde, dünyamızın etrafında bir elektron gibi dönen uydusu ayı, daha da uzaklaştıkça bir sürü gezegen ve onların etrafında elektronları gibi dönen uydularını, daha uzaklaştıkça o gezegenlerin ve uyduların da birer elektron gibi dönüp durarak güneş sistemini oluşturduğunu görüyoruz.
Uzaklaştıkça güneş sistemleri bile birer atom gibi başka bir çekirdeğin etrafında dönen elektronlar halini alıyorlar. Bütün bu güneş sistemleri denen atomlar bir araya geldiği zaman ise galaksileri meydana getiriyorlar. İyice uzaklaştığımızda bütün galaksilerin uzay adı verilen o sonsuz boşlukta tek başlarına birer atom gibi konumlandıklarını görüyoruz. Bütün bu galaksiler de bir araya gelerek evreni oluşturuyor. (Evrenler de birleşerek başka bir şeyi oluşturuyor olabilirler.)
Elbette ki bilim dünyasının açıkladığı üzere, evrendeki her şey kütle çekim enerjisi sayesinde birbirinin etrafında dönüp durmaktadır ancak; evrendeki her şeyin bir atoma ve atom çekirdeğinin etrafında dönüp duran elektronlara benzemesi, bizim gibi ayetleri derinlemesine düşünüp, onlardan dersler çıkartmaya çalışan insanlara tıpkı müslümanların hac ibadetlerini gerçekleştirdikleri sırada Kabe’yi tavaf ederken ki sergiledikleri görüntüyü, dolayısıyla da evrendeki her şeyin kendi dillerinde Allah’a ibadet edip, onu zikrettiğini hissettirmekte ve Allah’ın ululuğunu bir kez daha idrak ettirmektedir.
Hac 18: “Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedir.”
İsrâ 44: “Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız.”
Cüneyt Aktan
Kaynaklar:
1) Kur’an-ı Kerim
2) Arayışname, Cüneyt Aktan, Cinius Yayınları, Nisan 2013
13951 Toplam Görüntülenme 2 Günlük Görüntülenme
2 comments on “EVRENDEKİ HERŞEY NEDEN DÖNÜYOR?”