TANRI ADEM’İ KENDİ SURETİNDE Mİ YARATTI?

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail

Tanrı Adem’i Kendi Suretinde Mi Yarattı?

Müslümanların büyük bir çoğunluğu, Kur’an’ı terk edip, terk edilmiş bir hale getirip, peygamberin söylediği rivayet edilen, kulaktan kulağa geçerek günümüze ulaşan bir takım sözlerle/hadislerle dinde amel etmekte ve hükümler vermektedirler. Bu hükümlerden birisi de Allah’ın Adem’i kendi suretinde yarattığı iddiasıdır.

Allah Hz.Muhammed’e Kur’an dışında bir şey vahyetmediği ve onu dinde kendisine ortak etmediği halde, Allah’ın peygambere söylediği rivayet edilen bu hadisin hangi kaynaklarda geçtiğini tek tek inceleyelim…

Tevrat;

Tekvin 1:
26 Tanrı, “İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım” dedi, “Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.” (Tevrat)

27 Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.
(Ayrıca bkz. Tekvin 5:1)

İncil;

Korintliler 11:

7. (…) Çünkü erkek Tanrı’nın benzeyişinde olup Tanrı’nın yüceliğini yansıtır.Kadın ise erkeğin yüceliğini yansıtır. (İncil)

 Hadis:

Peygamberin kendisine vahyedilen Kur’an haricinde dine eklediği rivayet edilen bilgiler:

3457 – Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki: “Sizden biri kardeşiyle dövüşünce yüze vurmaktan sakınsın.”

Müslim’in rivayetinde şu ziyade var: “…zira Allah Adem’i kendi suretinde yaratmıştır.”
Buhari, Itk 20; Müslim, Birr, 112, (2612).

Sahih-i Müslim / 45- İyilik, Sile ve Âdâb Bahsi / 32- “Yüze Vurmanın Yasak Edilmesi” Babı
115- (…) Bize Nasr b. Ali El-Cehdamî rivayet etti. (Dedi ki): Bana babam rivayet etti. (Dedi ki): Bize Müsennâ rivayet etti. H. Band Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dedi ki): Bize Abdurrahman b. Mehdi, Müsennâ b. Saîd’den, o da Katâde’den, o da Ebû Eyyûb’dan, o da Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti. Ebû Hureyre, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu demiş. İbnu Hâtim’in hâdisinde ise Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den naklen ibaresi vardır:

Biriniz kardeşiyle kavga ederse yüzden kaçınsın! Çünkü Allah Âdem’i kendi suretinde yaratmıştır.” buyurmuşlar.

Sahih-i Müslim / Cennet / 11- “Cennete, Kalpleri Kuş Kalbi Gibi Olan Bir Takım Kavimler Girecektir” Hadisi Babı

28- (2841) Bize Muhammed b. Râfi’ rivayet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrezzak rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ma’mer, Hemmam b. Münebbih’ten naklen haber verdi. Hemmam: Bize Ebu Hureyre’nin, Resûlullah (s.a.v)den rivayet ettikleri şunlardır… diyerek bir takım hadisler nakletmiştir. Onlardan biri de şudur: Resûlullah (s.a.v): “Allah (Azze ve Celle) Âdem’i kendi suretinde yarattı. …” buyurdular.

Peki Allah Kur’an’da ne diyor?

İhlas Suresi:

4. “Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir.”

Şura Suresi:

11. “O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle sizi üretiyor. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”

Demek ki işin aslı neymiş? Allah Adem’i kendi suretinde yaratmamış. Allah, insan aklının alabileceği ve benzetebileceği hiçbir şeye benzemez. Dolayısı ile peygamberin söylediği rivayet edilen bu hadisin ve kaynaklarının dinde hiçbir hükmü ve geçerliliği yoktur. Çünkü:

“Hüküm ancak Allah’a aittir.” (Yusuf 40)

“O hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez. Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. O’nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. ” (Kehf 26-27)

“Allah’tan başka hüküm koyucu mu arayayım? Oysa O size kitabı ayrıntılı bir şekilde indirmiştir.” (Enam 114)

 “Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?” (Maide 50)

 “Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, ‘Bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir’ dediler. De ki: Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben ancak, bana vahyolunana uyarım. Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabına uğramaktan korkarım.” (Yunus 15)

 “De ki: “Ben size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum.”  (Enam 50)

“De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.” (Ahkaf 9)

“Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmedi mi?” (Ankebut 51)

“Artık onların aralarında Allah’in indirdiğiyle hükmet ve sana Hakk’tan gelenden ayrılıp da onların hevâlarına uyma.” (Maide 48)

Kaynak: www.kuranmeali.org

Cüneyt Aktan 24.08.2017

6833 Toplam Görüntülenme 1 Günlük Görüntülenme
Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail

2 comments on “TANRI ADEM’İ KENDİ SURETİNDE Mİ YARATTI?”

  1. kerim turan Reply

    Her kafadan bir ses. Yok öyleydi hayır böyleydi. Muhterem hocam Kur’anda işin esası var tabi ama anlamak ne mümkün. 632 den sonra henüz pek de gelişmemiş bir Arapça ile yazılmış derlenip toparlanmış olduğu da biliniyor. Yazım öncesi metinler bire bir aynen yer almış mı belli değil. Normal insan aklı bu konuda uyanık şüpheci olmak zorunda. Ömer’in Ali’nin, oğullarının ve torunlarının ve Osman’ın cinayete kurban gittiği bir toplumda her şey yapılmış olabilir. Bu durumda neye inanacağız. Tabii ki “Kur’ana” diyeceksiniz. Allah nezdinde iyi Müslüman olmak için Arapça bilmek farz mıdır bilmem ama ben Arapça bilmiyorum; Kur’anı okuyamıyorum çevirileri de evlere şenlik parantezler alt çizmeler gırla gidiyor.. Bir kısım insanlar “O tercüme edilemez” diyorlar. Meal ise meali yazanın kişisel anlayış ve yorumlarını da içerir değil mi? Bu durumda kendi aralarında anlaşmazlık içindeki “din alimi” denen kişilere, onların söylediğine inanıp gösterdikleri yola mı koyulacağız. Böyle bir yöntemi Allah mı uygun görmüştür.Allah ile kul arasına kimsenin girmeyeceği esas değil mi?

    • CuneytAktan Reply

      Sevgili kardeşim. Yorumun için teşekkürler. Ben şu anda 40 yaşındayım. 13 yaşımdan beri Türkçe olarak Kur’an okuyorum. Başlarda o yaşlarda hayata dair hiçbir bilgim olmadığı için herkes gibi ben de Allah kitapta ne demek istiyor anlamamıştım ama hayat tecrübesi edindikçe ve yüzeysel olarak da olsa fizik, kimya, biyoloji, ekonomi, sosyoloji, din vs gibi ilimlerde derinleştikçe Kur’an’ı ancak anlayabildim. Ondaki ayetlerin hak olduğuna şahit oldum. Halen de Allah ayetlerde ne demek istemiş öğrenmeye ve anlamaya devam ediyorum. Dediğin gibi normal bir insanın her şeyi sorgulaması gerek aynı Hz.İbrahim gibi. O da Allah’ı aramış, ne olabileceğini sorgulamış, Allah’a ortaklar koşmuş ve en sonunda aklı ile Allah’ın ne olduğunu idrak edip, Ona ulaşmıştır.

      Din alimi denenlerin din alimi olduklarını sanmıyorum. Onlar benim kanaatime göre Hz.İbrahim döneminde putlara tapan insanlar gibi zahiri din üzerine, yani atalarını üzerinde buldukları din ve yol üzerine gidiyorlar. Hiç sorgulamıyorlar. Biz atalarımızı böyle yaparken bulduk diyorlar ve kendileri de öyle yapmaya devam ediyorlar. Eğer gerçekten Kur’an ile amel etselerdi günümüzde hiçbir yozlaşmışlık kalmazdı… Herkes ahlaklı, namuslu, dürüst, düzgün birer birey olurdu. Dünya bizi kıskanırdı…

      Allah ile kul arasında kimse yok. Allah ile kendisi arasına kul sokmak isteyen insanlar var. Onlar olduğu sürece de Allah ile kul arasına giren insanlar var olmaya devam edecek. Kuran Arapça okunmaya devam ettiği ve içinde ne anlatılıyor anlaşılmadığı, kitaptaki gerçekler insanlardan gizlendiği müddetçe de var olacaklar ve insanları din ile sömürmeye, şeytana hizmet etmeye devam edecekler. Eksik olan din değil, dini anlayacak ilime ve bilime sahip olamayan, okumayan, araştırmayan, sorgulamayan, düşünemeyen insanın kendisidir. Kur’an eksiksizdir. İçerisinde hiçbir şey eksik bırakılmamıştır. Evrenin, güneş sisteminin, dünyanın, üzerindekilerin, insanın yaratılışından, evrende bizden başka canlılar var mı, ölümden sonra hayat var mı gibi insan aklının soracağı tüm sorular yanıtlanmıştır. Sadece onu anlayacak ilim ve hikmetten yoksun, hayatları boyunca bir tane bile kitabın kapağını açıp okumayan, ama yerli ve yabancı futbol takımlarının tüm kadrosunu ve tarihini, şarkıcıların, o şarkıcıların birlikte oldukları insanların ve onların giydikleri elbiselerin markalarının isimlerini ve şarkılarını ezbere bilen insanlar vardır. Allah’ın insana bahşettiği en büyük lütuf akıldır. Allah pisliği aklını kullanmayanların üzerine bırakır. Allah katındaki en değersiz varlıklar akıllarını kullanmayanlardır.

      Dolayısı ile siz onu bunu bırakın, hak ile batılı birbirinden ayırt etmeye yarayan Kur’an ayetlerini kendi dilinizde okuyup, kalbinize sindirin. Karşılaştığınız her şeyde ayetleri hatırlayıp, akıl süzgecinizden geçirin. Zaman içerisinde neyin doğru neyin yanlış olduğunu kendiniz zaten bulduğunuzu ve peygamberler gibi Allah’ın doğru yolunda gittiğinizi, aradığınız alimin ve ustanın da aslında kendiniz olduğunuzu ve Allah ile aranızda kimsenin olmadığını göreceksiniz.

      Saygılarımla
      Cüneyt Aktan

Leave A Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.